Pedodonti
Çocukların genel sağlık tablosunda dişlerin önemli bir yeri vardır. Her bakımdan gelişmekte oldukları için iyi beslenmeye dolayısıyla da sağlıklı dişlere ihtiyaçları vardır. İlerlemiş çürükler ve kötü ağız hijyeni çocuklarda diş iltihaplanmalarına sebep olur; bu da halsizlik, ateş gibi sonuçlar doğurabilir.
Süt dişleri: Bebek dişlenmeye 6. aydan itibaren başlar. İlk olarak genellikle alt süt kesici dişler sürer. Süt dişlerinin sürme periyodu 18 – 30 aylar arasında tamamlanır. Dişlerinin tamamı sürdüğü zaman çocuğun ağzında toplam 20 adet süt dişi vardır.
Sürekli dişler: Çocuklarda sürekli dişlenme 6 yaşından itibaren 1. büyük azı dişi ile başlar. Bu diş en arkadaki süt azısının gerisinden sürer, ve genellikle veliler tarafından süt dişi zannedilerek ihmal edilir. Bu yüzden erken kayıplar olur. Sürekli dişlenme periyodu 20 yaş dişleri sürdüğünde tamamlanmış olur.
SÜT DİŞLERİNİN GÖREVLERİ
Sürekli dişler çıkana kadar düzgün beslenme ve konuşmayı sağlar.
Çocuklarda sık görülen küçük travmalara karşı altında gelişmekte olan sürekli diş tohumlarını korur.
Günümüzde çocuklar erken yaştan itibaren anaokulu ile tanıştıkları için arkadaşlarından farklı diş çürük veya kayıpları; özellikle kız çocuklarında psikolojik sorunlara sebep olabilir.
En önemli görevlerinden birisi de yerlerine gelecek olan sürekli dişler için yer tutucu görev yapmalarıdır. Erken kaybedilen bir süt dişi çok önemsenmese de boş kalan bu bölgeye diğer dişler ilerler. Sürecek olan sürekli dişe ait yeri daraltarak bu dişin çarpık sürmesine veya hiç sürmemesine sebep olur. Sonuçta ortodontik problemler (Çarpık dişler) ortaya çıkar.
ÇOCUKLARDA DİŞ ÇIKARMA
Dişler Ne Zaman Çıkar?
Ortalama olarak ilk diş 7. ay ortalarında belirir. Ancak bazan ilk diş üçüncü ayda erkenden ortaya çıkarken, bazan da on ikinci ay, hatta sonrasına sarkabilir. Dişlerin çıkışı genellikle kalıtsal düzene uyar, yani sizin veya eşinizin dişleri erkenden çıkmışsa bebeğinizde de aynı şekilde olması olasıdır. Alttaki şekilde süt dişlerinin ortalama çıkış zamanlarını görebilirsiniz:
Dişler Çıkarken Neler Olur?
Diş çıkarma belirtileri dişlerin kendisinden iki-üç ay önce ortaya çıkabilir. Bu semptomlar çocuktan çocuğa değişir ve aslında bunların neler oldukları ve ne kadar ağrı verdikleri konusundaki görüşler de doktordan doktora değişmektedir. Ancak genellikle diş çıkaran bir bebeğin şu tecrübeleri yaşayabileceği kabul edilmektedir:
Salya Akıtmak: Birçok bebek iki buçuk-üç aylıktan başlayarak salya akıtır. Diş çıkarma bunu bazı bebeklerde diğerlerine göre daha çok arttırmaktadır.
Çene ya da yüzde kızarıklık: Bol salya akıtan bir bebekte, çenede ve ağız çevresinde sürekli salya temasının yarattığı tahrişe bağlı olarak deride kızarıklık ya da çatlakların oluşması şaşırtıcı değildir. Bunu önlemek için gün boyunca periyodik olarak salyayı nazikçe silin, bebeğiniz uyurken akan salyayı emmesi için de yatak çarşafının altına bir havlu koyun. Deride kuruma belirdiğinde yumuşak bir deri kremi ile o bölgeyi sürekli nemli tutun.
Hafif öksürük: Aşırı salya bebeğin zaman zaman tıkanmasına ve öksürmesine yol açabilir. Bebeğiniz soğuk algınlığı, nezle ya da allerji belirtileri göstermiyorsa bunda endişelenecek bir durum yoktur. Bebeklerin dikkat çekmek ya da ses repertuarlarını zenginleştirmek için öksürüğü sürdürmeleri sık görülen bir durumdur.
Isırma: Bu durumda bir ısırık düşmanlık belirtisi değildir. Diş çıkaran bir bebek eline geçen her şeyi - bu kendi eli, annesinin memesi, yabancı birinin parmağı olabilir - ağzına sokarak dişetlerini rahatlatmaya çalışır.
Ağrı: Çıkmakta olan bir dişin baskısı altında dişetinde enflamasyon gelişir. Bu durum bazı bebeklerde dayanılmaz ağrılara yol açarken bazılarında hiç sorun oluşturmayabilir. İlk diş ve azı dişleri çıkarken en fazla sıkıntı yaratan dişlerdir.
Huzursuzluk: Enflamasyon arttıkça ve keskin diş yüzeye yaklaştıkça bebeğin dişetindeki ağrı sürekli bir hal alabilir. Kronik ağrısı olan herkes gibi sıkıntılı olabilir ve kendi normal halinden uzaklaşabilir. Bu huzursuzluk bazan haftalar boyunca sürebilir.
Beslenmeyi reddetme: Diş çıkarmakta olan bir bebek beslenmeyi reddedebilir. Katı yiyeceklere başlamış olan bir bebek bir süreliğine bu yiyeceklere karşı olan ilgisini yitirebilir. Ancak bu sizi endişelendirmemelidir. Çünkü bebeğiniz sıvı gıdalardan da gerekli besinleri alır ve dişi çıktıktan sonra iştahı yerine gelecektir.
İshal: Bunun diş çıkarma ile olan ilgisi çok şüphelidir. Bazı anneler her diş çıkardığında bebeklerinin ishal olduğunu söylerler. Bazı doktorlar büyük olasılıkla artmış tükrük salgısı nedeniyle diş çıkarmayla barsak hareketleri arasında bir bağıntı olduğunu düşünürler. Bazı doktorlar ise böyle bir bağıntının olduğunu kabul etmek istemezler; belki de annelerin her ishali diş çıkarmaya bağlayarak önemli gastointestinal bozuklukların göz ardı edilebileceğinden çekindikleri için böyle davranırlar. Diş çıkardığı dönemde bebeğinizin dışkısının sulu olabileceğini bilin, ama iki dışkılamadan daha uzun süren ishali mutlaka doktorunuza bildirin.
Ateş: Ateş de tıpkı ishal gibi doktorların diş çıkarmayla bağıntılı olduğu konusunda tereddütle yaklaştıkları bir belirtidir. Dişetlerindeki enflamasyon nedeniyle 38 C'nin altındaki bir ateş diş çıkarmaya eşlik edebilir. Yine de bebeğinizin ateşi varsa diğer zamanlarda ne yapıyorsanız öyle davranın ve iki günde azalmazsa doktorunuza haber verin.
Uykusuzluk: Gece boyunca deliksiz uyuyan bebekler bile diş çıkarırken gece uyanmaya başlayabilir. Bu durumda hemen onu beslemeye çalışmayın. Bunun yerine kendi kendine tekrar uyumasını sağlayın. Gece uyanma da diğer problemlerde olduğu gibi ilk diş ve azı dişleri çıkarken daha fazla görülür.
Dişeti hematomu: Bazan çıkan bir diş dişetinde kanamaya neden olabilir, bu da mavimtrak bir leke olarak görülür. Bu hematomlar için endişelenmeye gerek yoktur ve tıbbi girişim gerektirmeden kendiliklerinden düzelirler. Soğuk kompres acıyı azaltıp iyileşmeyi hızlandırabilir.
Kulak çekiştirme, yanak kaşıma: Dişetlerindeki ağrı sinir yolları boyunca kulak ve yanağa yansıyabilir. Bebeklerin kulak enfeksiyonu olduğunda da kulaklarını çekiştirdiklerini unutmamak gerekir. Bebeğiniz diş çıkarsa bile kulak enfeksiyonundan kuşkulanıyorsanız doktorunuza danışın.
Diş Çıkarken Neler Yapmalı?
Onlarca denenmiş tedavi yöntemi vardır. Bazıları işe yarar, bazıları yaramaz. Aşağıdakilerden bazılarını siz de deneyebilirsiniz:
Çiğneyecek bir şeyler vermek: Burada besin değerinden çok dişetlerindeki basıncı rahatlatmak amaçlanmaktadır. Bu nedenle de çiğnenen şey soğuk olursa yararı artar. Dondurulmuş çörek, soğuk bir muz, veya havuç, bir tülbente sarılmış buz parçası, lastik bir diş halkası. Bebeğinize çiğnemesi için ne verirseniz verin mutlaka yanında bulunun ve oturur pozisyonda olmasını sağlayın.
Dişlerini kaşıyabileceği şeyler: Bazı bebekler başlangıçtaki acı nedeniyle itiraz edebilir. Fakat bir süre sonra acı yerini rahatlamaya bırakır.
Soğuk içecekler: Bebeğinize bir biberon soğuk su verin. Biberonu reddederse bardakla vermeye çalışın. Bu sayede bebeğinizin su ihtiyacını da karşılamış olur ve ishal veya artmış salyayla kaybettiği sıvıyı yerine koyarsınız.
Soğuk yiyecekler: Buzdolabında soğutulmuş şeftali püresi, elma püresi, yoğurt, bebeğinize oda ısısındaki yiyeceklerden daha çekici gelebilir.
Ağrıyı azaltacak bir şeyler: Başka hiç bir şey işe yaramazsa parasetamol işinizi kolaylaştıracaktır. Doz ayarlaması için doktorunuza danışın. Doktorunuz önermediği sürece bebeğinizin dişetlerine başka bir şey sürmeyin. Bunun içine alkollü içecekler de dahildir.
DİŞLERİN BAKIMI VE KORUNMASI
Dişlerin bakımına süt dişlenme döneminden itibaren gerekli özenin gösterilmesi lazımdır. “Nasıl olsa değişecek” diye düşünerek süt dişlerinin bakımının ve tedavisinin ihmal edilmesi yanlıştır. Gerekli durumlarda süt dişlerinin dolgusu ve diğer tedavilerinin yapılması zamanından önce bu dişin kaybedilmesini engeller.
Dişler günde en az iki kez iki dakika fırçalanmalıdır. Özellikle akşam yatmadan önce dişlerin fırçalanması çok önemlidir. Uyku sırasında tükürük salgısının miktarı minimuma iner böylelikle tükürüğün dişlerin yüzeyini yıkayıp temizleme özelliği azalır. Bu yüzden ortamdaki bakteri sayısı ve buna paralel olarak ağızdaki asit ortamı artar. Bu da dişlerin çürümesine neden olur.
Süt dişlerini çürüğe karşı korumanın bir başka yolu da çürüğe meyilli olan derin girintili süt ve sürekli azı dişlerinin çiğneyici yüzeylerinin fissür örtücü maddeler ile diş hekimi tarafından kaplanmasıdır. Fissür örtücü maddeler bulundukları ortama fluor salınımı yaparlar. Böylelikle çürüğe daha dirençli yüzeyler oluşur. Uygulaması da çok kolay olduğundan çocukların diş hekimi ile tanışması açısından en kolay yöntemdir. Temizlenmesi güç olan bölgeler kapatılmış olacağından çürük oluşma riski de minimuma inecektir.
Çocuğun ileride iyi bir ağız sağlığına sahip olabilmesi için diş hekimi ve ailenin elele vermesi gereklidir.
Flor uygulaması
Florun geniş alanlı kullanılmaya başlamasıyla koruyucu diş hekimliği çağ atlamıştır. Flor dişin dış mine tabakasını güçlendirerek çürük oluşumunu engeller hatta mevcut çürüğün ilerlemesini yavaşlatır ve durdurur.
İçme sularında flor
Doğal içme suları bir miktar flor içerir, bazı yerleşim yerlerinde şebeke suyuna ekstra flor eklenip halkın özellikle de çocukların çürüğe karşı korunması amaçlanır. Çocukların dişleri oluşurken flor sayesinde diş minesi güçlenir çürüğe karşı dirençlenir. Okul çağındaki çocuklarda da flor kullanımı çürük sayısını azaltmaktadır.
Yetişkinler de sularda, ağız gargaralarında ve diş macunlarındaki florun faydalarını görürler. Flor ağızda görünmesi bile çok zor olan yeni başlamış çürüklerde mine tabakasını tamir eder, diş hassasiyeti görülen kişilerde sıkıntıları giderir. İlaveten florlu ağa gargaraları dişeti hastalıklarına yol açan bakterilerin öldürülmesinde de etkilidir.
İyi bir fırçalama, düzenli dişi ipi kullanımı ve klinikte uygulanan flor tedavisiyle uzun yıllar çürük sorunu yaşamayacağınızı garanti ederiz. İster çocuk dişlerinde isterse yetişkin işlerinde flor inanılmaz sonuçlar göstermektedir.
Fisür Örtücü Uygulaması
Fissur Örtücü (Fissur sealant) Nedir?
Fissur örtücüler, arka dişler üzerindeki bu oluklara uygulanan şeffaf veya beyaz renkte sıvı şeklinde plastik esaslı maddelerdir. Diş minesine yapışarak çürük oluşumuna engel olur. Sıvı şeklinde olduğundan diş yüzeyindeki bu olukların içine tamamen akarak tutunur ve böylece diş yüzeyinden herhangi bir aşındırma işlemi yapmaksızın uygulanır ve yükseklik oluşturmaz.
Fissür Örtücüler (Sealantlar) Kimlere Uygulanır?
Fissur çürükleri çocuklarda ve gençlerde daha kolay oluşur, bu nedenle özellikle daimi dişleri yeni sürmüş çocuklara uygulanmalıdır.
Diş üzerinde herhangi bir aşındırma işlemi yapılmadığından ağrısız bir işlemdir ve sadece birkaç dakika sürer.
Bazı durumlarda ise dişin çiğneyici yüzeyinin bir kısmında çürük oluşmuştur diğer kısımlar ise sağlamdır. Bu durumda çürük olan bölgeye dolgu yapılır ve kalan sağlam fissurleri çürüğe karşı korumak için fissur örtücü uygulanır.
Fissür Örtücüler (Sealantlar) Çürüğü Nasıl Önler?
Çocuğunuz dişlerini her gün fırçalayıp diş ipi kullansa bile, dişlerin üzerindeki girinti ve çıkıntılara bu temizleme ajanları ulaşamaz. Yiyecek artıkları ve bakteriler bu girintilere yerleşip diş çürüğü oluşturma tehlikesi yaratırlar. Fissür örtücüler akışkan kıvamda oldukları için fissürlerin en derin noktasına kadar ilerlerler. Dolayısıyla fissürler tamamı ile en derin noktasına kadar kapanırissür sealantlar bu bölgeleri tıkayarak yiyecek artıkları ve bakterilerin yapışmasını imkansız kılarlar.
Fissür Örtücüler (Sealantlar) Ne Kadar Süre Ağızda Kalır?
Fissür örtücüler zamanla aşınabilir, buna rağmen yıllar sonra bile %85-90 oranında dişler üzerinde kaldığı yapılan çalışmalarla ispatlanmıştır. Diş gıcırdatma ve sert gıdaların sıkça tüketilmesi Fissür Örtücülerin daha çabuk kırılmasına ve dişlerin üzerinden düşmesine sebep olabilir. Fissür Örtücülerin diş minesine bağlanma kuvveti, uygulama sırasında ne kadar iyi olursa diş üzerinde kalma ömrü de o kadar uzun olur. İdeal Fissür Örtücü uygulamasında en etkili faktör çocuğunuzun uyumudur. Her şeye rağmen eğer Fissür Örtücü düşerse, çocuğunuzun dişi daha önce hiç Fissür Örtücü uygulanmamış bir dişten çok daha fazla çürüğe karşı dirençlidir. Fissür Örtücü düştükten sonra eğer 6 ay içersinde fark edilip tekrar uygulanırsa çürüğe karşı koruma devam edecektir. Tüm bu faydalarına rağmen çocuğunuz ağız hijyenine dikkat etmez ve rutin diş hekimi kontrollerine getirilmez ise dişlerini çürükten korumak hemen hemen imkansızdır.
Hangi Dişlere Fissür Örtücü (Sealant) Uygulanır?
Çürük riski en yüksek dişler olan 1. ve 2. büyük azı dişlerine genellikle uygulanır. Ama üzerinde girinti ve çıkıntı olan her dişe sealant uygulamak gerekir.
Fissür Örtücü () Uygulaması Pahalı Mıdır?
Sealant uygulaması dolgu ücretinden daha ucuzdur, fakat sealant uygulanan dişin çürükten koruma etkisi göz önüne alındığında çok daha ekonomik olduğu açıktır.
Yer Tutucu Uygulaması
Süt dişlerinin travma veya tedavi edilemeyecek kadar derin çürükler sonucu çekilmek zorunda kalındığı durumlarda, erken diş ve yer kayıpları meydana gelir. Oluşan boşluğu doldurmak için komşu dişlerin boşluğa doğru kayması, alttan sürmekte olan daimi dişlerin çıkacak yer bulamaması veya farklı bir yerde sürmesi sonucu ortodontik problemler meydana gelir. Bu nedenle de yer tutucu dediğimiz plastik veya metal apareyler takarak ileride sorun oluşturacak bu bozuklukları engellemiş olunur.
Kaç tip yer tutucu vardır?
Hareketli (çocuğun kendi çıkarıp takabileceği) ve sabit yer tutucu olmak üzere iki tip yer tutucu vardır.
- Hareketli yer tutucular; klinikte çocuğun ağzından ölçü alınarak laboratuvarda hazırlanır. Birden fazla sayıda ve çenenin her iki tarafında eksik diş olması durumunda tercih edilen tutucudur. Çocuk, gün boyu taktığı apareyi sadece yemek yerken çıkartır.
- Tek taraflı ve bir diş eksikliğinde, özellikle çocuğun da yaşı küçükse, sabit yer tutucu kullanmak tercih edilmelidir.
Yer tutucuların sağladığı yarar nedir?
Yer tutucular, daimi diş, çenede olması gereken yerini alıncaya kadar ağızda mevcut süt dişlerinin hareketini önleyerek, diş boşluklarının kapanmasını engellerler. Dişlere herhangi bir kuvvet uygulamayan, kolay tolere edilebilen bir tedavi şeklidir.
Yer tutucu ne zaman yapılmalıdır?
Özellikle süt azı dişlerinin erken kaybında, yer tutucu yapılmalıdır. En önemli yer kaybı alt veya üst çenede henüz 6 yaş dişi sürmeden süt birinci veya ikinci büyük azı dişinin erken kaybında yaşanır. 6 yaş dişinin ihtiyacı olan geniş boşluk, erken düşen veya çekilen dişin komşu dişlerinin bu bölgeye kaymasıyla kapanabilir. Dolayısıyla, yer tutucu bu bölgelerde özellikle önem taşır.
Yer tutucu kullanılırken nelere dikkat edilmelidir?
- Yapışkan gıda, şeker ve cikletlerden uzak durulmalıdır.
- Yer tutucu, yemek yeme haricinde her zaman mutlaka takılmalıdır.
- Yer tutucunun kırılmasını önlemek amacıyla, takıp çıkartırken çok kuvvet uygulanmamalı ve mutlaka özel kabında saklanmalıdır.
- Dişler fırçalandıktan sonra, yer tutucu ağza takılmadan önce mutlaka fırçalanmalı ve temizlenmelidir.
- Düzenli olarak (ayda bir) diş hekimine kontrole gelinmelidir.