Cerrahi
Cerrahi – (Apikal Rezeksiyon Kök Ucu Cerrahisi) nedir?
Apikal rezeksiyon olarak isimlendirilen işlem kök ucunun kesilip alınması ile enfekte dokuların, patolojilerin, ilhapların, küçük çaplı kistlerin çıkartılmasıdır. Bu işlem; kök ucundaki enflamasyon ve enfeksiyonun kök kanal tedavisi veya bu tedavinin tekrarına rağmen iyileşmemesi yada ilişkili kronik patolojinin varlığı halinde ilgili dişi ve çevresini sağlıklı bir yapıya kavuşturmak için yapılmaktadır.
Apikal Rezeksiyon Operasyonunun Yapıldığı Durumlar:
- Diş kökünün yapısal veya şekilsel bozukluğu nedeniyle kanal tedavisi’nin tam yapılamaması,
- Diş üzerinde çıkarılamayan bir restorasyonun varlığı nedeniyle kanal tedavisi yapılamaması,
- Kanal tedavisi sırasında alet kırıldıysa, kırılan aletin mutlaka çıkarılması gerekiyorsa, aleti çıkarmak amacıyla,
- Yapılmış kanal tedavisine rağmen hastanın ağrısının devam ettiği durumlarda,
- Diş kökünde kist oluşan vakalarda,
- Diş kökünün kemik içerisindeki 1/3 uç kısmının kırılması durumlarında.
Cerrahi Operasyon Öncesi Yapılması Gerekenler
Sigara Kullanımı
- Sigara kullanımı yara yeri iyileşmesini geciktirdiği ve özellikle sinüs lifting ve implant operasyonunun başarı oranını düşürdüğü için operasyon öncesi ve sonrası en az 1 gün tüketilmemelidir.
Kan Sulandırıcılar
- Persantin, Kumadin, Aspirin gibi herhangi bir kan sulandırıcı ya da günlük Vitamin E kullanımı varsa bu normalden fazla kanamaya sebep olur.
- Kan sulandırıcı maddelerin operasyondan en az 3 gün-1 hafta önce kesilmelidir.
Randevu Günü
* Doktorunuzun almasını söylediği ilaçları içiniz.
* Rahat ve bol kıyafetler giyiniz. Yakası açık t-shirt, bol bir pantolon ve rahat ayakkabı giyiniz. Yüz makyajı yapmayınız.
* Erkek hastaların operasyon günü traş olmaları, bıyık ve sakalları var ise kesmeleri gerekmektedir.
Cerrahi Operasyon Sonrası Yapılması Gerekenler
Pamuk Tampon
- Operasyon yapıldıktan sonra operasyon bölgesine konan pamuk tamponu 30 dak boyunca çıkarmayınız, sıkı bir şekilde ısırınız, daha sonra atınız.
- Çekim yarasının ilk andaki kanaması bu pamuk tampon ile durdurulmaktadır.
- Tamponu sık sık değiştirilmesi pıhtılaşmayı geciktireceğinden tavsiye edilmez.
Kanama
- İlk kanama pamuk tampon ile durdurulur. Tampon atıldıktan sonra gün boyunca ilk 24 saat içinde (kişiye ve yara yerine göre) pıhtılaşma başlayıncaya kadar sızıntı şekliklinde bir kanama olması normaldir.
- Kanama şiddetli bir şekilde devam ediyorsa diş hekiminize başvurunuz.
Tükürme-Ağız Çalkalama
- Operasyondan hemen sonra ağız çalkalanmamalı ve ağızda biriken tükürük ve kan tükürülmemelidir.
- Bu pıhtılaşmayı ve çekim yerinde oluşan yara yeri iyileşme dokusunu bozar ve geciktirir.
- Enfeksiyon ve ağrıya sebep olur.
- Ağızda biriken tükürük ve kan sızıntısı yutulmalıdır.
- Kemik grefti uygulanmış ya da sinüslifting yapılmış ise şiddetli öksürmeyiniz ve hapşırmayınız, hapşırırken ve öksürürken ağzımızı kapatıp, iç basıncı arttırmayınız.
Soğuk Uygulama
- Operasyondan sonra operasyonun büyüklüğüne bağlı olarak şişlik oluşabilir.
- Oluşabilecek şişliği minimale indirmek için operasyon sonrası soğuk kompress uygulanır.
- Operasyon yapılan tarafta ertesi gün yüzde renk değişikliği olabilir, paniğe kapılmayınız.
- Bu 1 hafta -10 gün içerisinde yavaş yavaş geçer.
Reçete
- Hekiminizin yazdığı reçete ilaç kullanımı bitinceye kadar devam ediniz.
- Operasyon sonrası ağrı kesici almanız uyuşukluk geçince ağrı duymamanızı sağlar.
- Aspirin kanamayı arttıracağından alınmaz!
Uyuşukluk
- Ortalama 3 saat sonra uyuşukluk hissi geçer.
- Kişisel ve yapısal özelliklere göre, ilaç tipine göre bazen 1 bazen de 4-5 saat sürebilir.
- Uyuşukluk geçinceye kadar yemek yenmemeli, ısırarak kontrol yapılmamalıdır!
- Büyük operasyon sonrası operasyon sonrası o bölgede his kaybı olabilir (Doktorunuza danışınız).
- En az 3 saat yemek yenmemeli, sıcak çay, çorba gibi içecekler tüketilmemelidir.
- Daha sonra operasyon yapılmayan diğer bölge ile yemek yenmeli, yumuşak gıdalar tüketilmeli, taneli ve çok sert gıdalardan kaçınılmalıdır.
- 24 saat sıcak yiyecek ve içecekler almayınız.
- Temizliğinden emin olmadığınız gıdalar tüketmeyiniz.
Sıcak
- Sıcak kanamayı arttıracağı için sıcak su ile banyo yapılmamalı,
- Güneş altında kalınmamalı ve
- Sıcak yiyecek ve içecekler tüketilmemelidir.
Sigara-Alkol
- 24 saat boyunca sigara ve alkol yara yeri oluşumunu bozacağı için kullanmayınız.
Hijyen
- Operasyon ya da çekim yarası 1-2 hafta içinde kapanır.
- Bu süre içinde oluşabilecek enfeksiyonların oluşumunu önlemek için ağız hijyenine daha fazla özen gösteriniz.
- Operasyon bölgesine 2 gün süre ile basınç uygulanmamalı.
20 Yaş Diş Çekimi
Yirmi yaş dişleri, genellikle 15-20 yaşları arasında ağızdaki yerlerini almaya başlarlar. Ancak çenelerde bu dişler için yeterli yer bulunmadığı durumlarda süremeyip, dişeti altında ya da çene kemiği içinde gömülü olarak kalırlar. Kendine yer bulamayan 20 yaş dişleri öndeki dişi iterek baskı yapmakta ve bu da çapraşıklığa neden olmaktadır. Ayrıca çok geride olmaları ve etraflarındaki diş etinin normal anatomik yapıda olmaması nedeniyle kolayca çürüyebilmekte ve abse oluşabilmektedir.
20 Yaş Dişlerinin Çekilmesini Gerektiren Durumlar
- Çürük;20 yaş dişleri konum olarak çok geride oldukları için ve genellikle düzgün doğrultuda süremedikleri için temizlik ve bakımları daha zor ve bu sebeple çürümeleri daha kolaydır. Bu dişler çürüdükten sonra ise çok geride olmalarından dolayı tedavileri zordur. Ayrıca diğer dişlerden çok daha değişik olan kök kanalı yapıları sebebiyle kanal tedavisi de çoğu durumda uygulanamamaktadır.
- İkinci Büyük Azı Dişine Etkileri;20 yaş dişleri genellikle düzgün pozisyonda süremedikleri için çevrelerindeki besin artıklarının birikimiyle veya yanındaki büyük azı dişine uyguladıkları basınçla komşu dişte de madde kaybı ve çürüklere sebep olabilmektedirler. Bu şekilde zarar verebilme potansiyeline sahip 20 yaş dişlerinin de çekilmeleri gerekmektedir.
- Perikoronitis;(Çevre dişeti inflamasyonu) 20 yaş dişleri kısmen gömük kaldıkları durumlarda üstündeki dişetiyle arasında biriken bakterilerin yol açtığı bir enfeksiyon gelişebilir. Bu esnada yüzde şişme, ağız açmada zorluk, ağrı, ağız kokusu, lenf bezlerinde şişlik ve ateş gibi durumlar görülebilir.
- Dişlerde Çarpaşıklık;20 yaş dişleri normal pozisyonda süremediklerinde, sürme esnasında dişlere uyguladığı basınç sebebiyle diğer dişlerde de hareketliliğe yol açabilir ve diş dizisinde çarpaşıklık gibi durumlara rastlanabilir.
- Ağrı;20 yaş dişleri normal pozisyonlarında süremediklerinde yan dişlere uyguladıkları basınçla ağrıya yol açabilmektedirler.
- Kist Oluşumu;20 yaş dişleri tam olarak gömülü oldukları veya kısmen gömülü oldukları durumlarda bazı hastalarda kist oluşumuna sebep olabilmektedirler. Bu durum muayene esnasında hekiminizin çekeceği panoramik röntgenle teşhis edilebilmektedir.
- Yanak Isırma;Çok sık rastlanılmasa da 20 yaş dişleri genelde normal pozisyonda süremediklerinden hastalarda yanak ısırma ve mukozada yaralanma şikayetlerine sebep olabilmektedir. Böyle durumlarda da 20 yaş dişlerinin zaten normal fonksiyon görmediklerinden alınmaları uygundur.
Hiçbir Probleme Neden Olmamasına Rağmen Neden Gömük 20 Yaş Dişlerini Almak Gerekir?
- Gömülü bir yirmi yaş dişinin sorun çıkarıp çıkarmayacağı önceden kestirilemez. Ancak sorun belirdiğinde tedavi, sorunsuz dişlere oranla daha ağrılı ve daha komplike olabilir. Gömülü yirmi yaş dişinin enfeksiyonunun en sık sebep olduğu rahatsızlıklar ağrı, çene köşesinde şişlik, ağız açıklığında kısıtlılık ve yutkunmada zorluktur.
- Ayrıca gömük yirmi yaş dişleri varken ortodontik çarpışıklığın artmasına neden olduklarından, ortodontik amaçlı çekimleri de gerekebilir.
Yirmi Yaş Dişi Operasyon Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Yara yeri kurcalanmamalıdır. Yoksa ağrı, enfeksiyon veya kanama gelişebilir.
- İlk 24 saat boyunca o taraf ile çiğneme yapılmamalıdır.
- İlk 24 saat sigara içilmemelidir. Çünkü sigara kanamayı arttırıp iyileşmeyi bozar.
- Tükürülmemelidir. Yoksa kanama artar ve pıhtı yerinden oynayabilir.
- Kanama kontrol edilmeli. Eğer dikiş atılmamışsa steril gazlı bezle tampon yapılır. Pıhtı oluşumu için tampon yarım saat ağızda tutulmalıdır. Tampon alındıktan sonra kanama devam ediyorsa yeni bir tane konur.
- Şişkinliğin kontrolü. Operasyon sonrası bölgeye soğuk bir tampon uygulayarak dolaşım yavaşlatılır ve yüzün şişmesinin önüne geçilir. Uygulama şöyle olmalıdır; 10 dakika soğuk tampon-5 dakika ara-tekrar 10 dakika soğuk tampon şeklindeki periyotlarla devam edilir.
- İlk 24 saatten sonra her 2 saatte bir ılık tuzlu suyla ağzı gargara yapmak gerekir. Karışım 1 bardak temiz ılık suya 1 çay kaşığı tuz koymak suretiyle hazırlanır.
ÇENE CERRAHİSİ
Çalışma alanı
Çene cerrahisi başta ağız ve dişlere bağlı kistler tümörler gibi patolojilerin yanı sıra diş ve çene kırıkları çene kemiği içinde gömük kalmış dişlerin çıkartılması veya sürdürülmesi, protez yapımına yardımcı olmak için ağzın sert ve yumuşak dokularında yapılan düzeltmeleri içermektedir. Çene-yüz bölgesi ağrıları, alt çene eklemi hastalıkları tükürük bezi rahatsızlıkları da çene cerrahisinin çalışma alanı içindedir. Aynı zamanda bazı sistemik hastalıkların ağız içerisindeki belirtilerinin saptanması ve tedavisi de çalışma alanına girer.
Son yıllarda diş hekimliğinde sıklıkla uygulanan implantların çeneye yerleştirilmesi, implant için yeterli kemiğin bulunmadığı durumlarda kemik greftleri konulması gibi ileri implant cerrahisi uygulamaları da yer almaktadır.
Çene cerrahisinin çalışma alanı içinde olan diğer bir konu ise, doğumsal veya sonradan gelişen çene yüz anomalileridir. Bunlar arasında sıklıkla rastlanan damak-dudak yarıkları, alt veya üst çenenin ileride veya geride konumlanması nedeniyle çiğneme fonksiyonunun ve estetiğin bozulduğu durumlar gelmektedir.
Cerrahide Tanı yöntemleri
Çene cerrahları rontgen gibi geleneksel tanı yöntemlerini kullandığı gibi tomografiyle desteklenen ve hastanın birebir ölçüde üç boyutlu kemik modelinin elde edildiği ileri tekniklerde kullanılmaktadır. Bu sayede ameliyat öncesinde kesin tanı konularak operasyon planı tam olarak yapılabilmektedir. Tanı ve tedavi sırasında başarılı olmak için ortodonti, prostodonti gibi diş hekimliğinin diğer uzmanlık alanlarıyla birlikte multidisipliner çalışılması gerekmektedir.
Ağız diş çene hastalıkları ile ilgili cerrahi işlemler lokal anestezi (bölgesel uyuşturma) altında yapılabileceği gibi, genel anestezi altında da uygulanabilmektedir. Hastalar, büyük cerrahi işlemler sonrası yatışları yapılarak gözlem altında tutulmaktadır. Cerrahi işlemlerin uygulanmasında hastaların konforu, var olan hastalıkları, tedaviden duydukları kaygı ve korku öncelikle dikkate alınmakta ve hastalar buna göre tedavi edilmektedir.